15 Mart 2017 Çarşamba

Jean-Dominique Bauby- Kelebek ve Dalgıç Kitap Yorumu


___KİTABIN KÜNYESİ___

Kitabın Adı : Kelebek ve Dalgıç
Kitabın Yazarı: Jean Dominique Bauby
Çevirmen : Nazlı Ceylan Sümter
Yayınevi : Nemesis Kitap
ISBN : 978-605-5156-16-9
Basım Tarihi : Şubat 2013 ( 1. Baskı )
Sayfa Sayısı : 144
Fiyatı : 11 tl

___ARKA KAPAK___

Sol ayağım gibi bir klasik olmaya aday,gerçek bir yaşam öyküsü ...

Kelebek ve Dalgıç, yaşanmış bir hikayenin anlatısıdır.
Jean Dominique Bauby , bir beyin kanaması geçirir; yolunda giden hayatı artık bir çıkmaza gitmiştir.Onun için hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.Artık vücuduyla yapabildiği tek şey, göz kapaklarından birini oynatabilmektir.İnsanlarla iletişim kurmak için kullanabileceği tek yol budur.
Yine de umut... Hep vardır umut.
İnanmaktan vazgeçmeyen insan bir çok şeyi başarabilir.Jean Dominique Bauby de bu kitabı , sadece göz kapağını oynatarak , alfabedeki yerlerini işaret ettiği harfler sayesinde yazdırmayı başarmıştır. O nedenle bu kitap kısadır ama açacağı kapının önünüze sereceği yol çok uzundur .

İnsan olmanın çekirdeğini , özünü anlatan bu kitabın söylediklerini dinlemeliyiz.     - Robert McCrum, Observer-

Bu kitabı okuyun ve hayatınıza yeniden aşık olun. -Edmund White-

Sarsıcı bir çalışma . Aklın ve ruhun inanılmaz gücünü yazıyla harmanlayarak mutlaka okunması gereken bir hikaye sunuyor.-A.L Kennedy-

Günümüzün en dikkate değer yaşam öyküsü - hatta belki de tüm zamanların demeliyiz. - Cynthia Ozick-

                                                                                ___OKUYUCU YORUMU___

İddia edildiği gibi yüzyılın en iyi kitaplarından biri olduğunu iddia edemem . Ama empati yapma hususuna dayanırsa , gerçekten hiç kimsenin sahip olmak istemediği bir tecrübeyi yaşatıyor okuyucuya . Yaşanmış bir hikaye olması da kitabı okumadan önceki algınızı çok fazla etkiliyor . Ayrıca okurken Jean Dominique'in umudu , umutsuzluğu , eski hırsları , hatıraları , savaşları ve yılgınlıkları da tüm çıplaklığıyla gözlerimizin önüne seriliyor. Genel itibariyle söylemem gerekirse bir okuyucu olarak çok fazla  yorum yapabileceğim bir kitap değildi . Okurken takılmadım , dili yeterince akıcıydı . Bu noktada çevirmenin başarılı çalışmasını da tebrik etmem gerekir diye düşünüyorum . Ama kitabın konusundan kaynaklı olarak çok fazla gergin ve sıkıntılı bir şekilde okuduğumu söyleyebilirim . Çoğunlukla okurken kitabın içine girmeye , olayları gözümde canlandırmaya çalışırım . Bu kitapta gözümde canlandırdığım şeyler ise sadece daha çok gerilmeme ve sıkılmama neden oldu . Konuşamayan , hareket edemeyen bir Adamın yaşadıklarına dahil olurken kendimi çok kötü hissettim . Böyle durumlar sizi olması gerekenden daha fazla etkiliyorsa okumadan önce bir kez daha düşünün derim . Şimdiden iyi okumalar ....


_____ALINTILAR_____


Syf 12 ( önsöz )

O zamana kadar " beyin sapı " diye bir şeyden bahsedildiğini hiç duymamıştım.Geçirdiğim bir beyin kanaması sonucu söz konusu sap devre dışı kalınca , beyin ile sinir uçları arasındaki mecburi geçişi sağlayan kontrol mekanizmasının bu ana parçasını bir anda keşfettim.Eskiden buna "beyin felci " denirdi ve bu, öldüğünüz anlamına gelirdi. Ama yeniden canlandırma alanında öyle teknolojik gelişmeler oldu ki ; bu acı daha da çekilmez hale geldi .Kişi ölümden kurtulsa bile İngiliz tıbbının çok doğru bir şekilde locked-in  syndrome olarak adlandırdığı bir durumda tıkanıp kalıyor.Baştan ayağa felçli ancak zihinsel anlamda zarar görmemiş olan hasta , kendi vücudunda hapsoluyor. Ben de artık öyleyim ve tek iletişim aracım , sol göz kapağımın hareketi .


Syf 40

Son olarak bu tabloyu tamamlamak istersek kanadı kırık , talihsiz kuşlar ; sesi çıkmayan talihsiz papağanlar olarak nöroloji bölümünün çıkmaz koridorunda yuva yapmış bizleri de resmin bir köşesine sıkıştırmak gerekiyor.Tabii ki manzarayı biraz bozuyoruz. Çok iyi biliyorum ki daha avantajlı  bir hasta grubu oluşturan biz sessiz ve bitkinler , oradan geçerken hafif de olsa bir huzursuzluğa sebep oluyoruz .


Syf 92

"Bauby'nin bir bitkiye dönüştüğünü duydun mu ?" Diyormuş biri.
"Tabii ki de duydum. Evet , tam bir bitki . "
"Bitki" sözcüğü bu çokbilmişlerin ağzına tatlı gelmiş olmalı ki birkaç kez tekrarlamışlar. Tonlamalarında ise insan ırkından ziyade bir marketin sebze reyonuna ait olduğuma dair şüpheye yer bırakmayan bir ima varmış.Neyse ki barış dönemindeyiz.Kötü haber elçilerini kurşuna dizmiyoruz. Entelektüel potansiyelimin bir hıyarınkinden daha yüksek olduğunu kanıtlamak için yalnızca kendimden medet umabilirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder