12 Mart 2017 Pazar

Gabriel García Márquez - Benim Hüzünlü Orospularım Kitap Yorumu




___KİTABIN KÜNYESİ___

Kitabın Adı : Benim Hüzünlü Orospularım
Kitabın Yazarı:Gabriel García Márquez
Çevirmen: İnci Kut
Yayınevi : Can Yayınları
Basım Tarihi: Ağustos 2009 ( 23. Basım )
Sayfa Sayısı : 109
Fiyatı: 9,50 tl

                                                                             ___ARKA KAPAK___

Benim Hüzünlü Orospularım 'ın başkişisi , yaşamı boyunca hiçbir kadınla parasını ödemeden sevişmemiş yaşlı bir gazeteci.Yalnızlığının çaresini gündelik, sıradan ilişkilerde aramış bu çirkin ve çekingen ihtiyar , 90. yaş gününde kendine hiç alışılmamış bir armağan vermeye kalkışıyor.Eskiden tanıdığı bir genelev patroniçesini arayıp, el değmemiş bir genç kızla birlikte olmak istediğini söylüyor. Patroniçe, onun bu isteğini yerine getirecek , ama yaşlı adam her ziyaretinde "uyuyan güzel " Delgadina'yı seyretmekle yetinmek zorunda kalacak, yaşamının yüzünde kendisine böyle bir oyun oynayan yazgısına boyun eğecek ;ne ki bu ayrıksı ilişkiden o güne değin hiç tatmadığı bir aşk doğacaktır. García Márquez , yaşlılığın hüznünü olağandışı bir aşkın coşkusuna dönüştürüyor. Belki de ölümü güzelleştirmek için... Ustanın elinden yaşlılığa , cinselliğe , aşka ve ölüme bir güzelleme.




___OKUYUCU YORUMU___

Yine su gibi akıp giden bir kitaba denk gelmiş olmanın mutluluğu ile yazıyorum . İsim , içerikle ilgili bir fikir verirdi bana genellikle. Ama bu sefer böyle olmadı. Hem kitap adının hayal gücümü zorlamasından , hem de ilk defa bir Márquez romanı okuyacak olmamdan ileri geldiğini düşünmüştüm. Tıpkı Delifişek gibi hacim olarak küçük ama zıpkın gibi bir kitapla karşılaştım okumaya başlayınca. Böylece, bir gecelik kitaplarımdan biri olarak hayatıma . katılmış oldu 'Benim Hüzünlü Orospularım ' . Başlık, baştan bana çok iddialı gelse de kitabın içine girince iddianın haklı olduğunu ama saldırgan olmadığını gördüm. Son harfine kadar hakkını teslim ettiğim bir kitaptı gerçekten. Böyle olunca da her bencil ve kendini beğenmiş okuyucunun yaptığı gibi ' Bunu beğenmeyen gitsin Cin Ali okusun ' gibi talihsiz düşüncelere kapılmadım diyemem. Ama siz beğenmezseniz bir şey diyemem. Vallahi bu kötü huylarımı yok etmeye çalışıyorum. ( Bu arada Cin Ali kalbimde bir tahta sahiptir , söylemeden geçmeyeyim 😁😁)Kitap doksan yaşına gelmiş ve bu hayatta pek mutlu olamamış bir beyefendiyi anlatıyor.Gençliğinde  ailesinin , özellikle annesinin desteğini çok görmüş biri kendisi. Annesinin ölüm döşeğindeki vasiyeti olan evlenmesi konusunu da , gerek pek göze hoş gelen bir görüntüsünün olmayışından , gerekse hovarda bir hayatı daha cazip bulduğundan netleştirememiş , dolayısıyla da  annesinin vasiyetini yerine getirememiş. Doksanı görünce de nasıl olsa artık yaşamam deyip kitapta geçen deyimiyle tasarrufunun bir kısmını da ekleyerek , çok eskiden tanıdığı bir genelev patroniçesi ile anlaşarak kendisine bakire bir kızcağız ayarlayıvermiş.Kitabın devamında bu konunun bence yürek ısıtan bir aşk hikayesine dönüşmesi de , gerek kurgu , gerekse olaylar arasındaki geçişlerle birlikte ele alındığında okuyacağınız yüz dokuz sayfanın asla yabana atılmaması gerektiğini gözler önüne sermiş. 
Doğru söylemek gerekirse ben her sayfasından ayrı bir keyif aldım. Aşkın insanı nasıl etkilediği , insanın yaşı ne olursa olsun kalbi aşkla ısındığında neler yapabildiği hususu bence ilmek ilmek örülmüş ve tam kıvamında anlatılmış. Son olarak , ilave etmeden geçmeyeyim. Bunun okuduğum ilk Márquez romanı olduğunu söylemiştim .Márquez, benim okuyucu sadakatimi tek romanla kazandı ve bana ben neler kaçırmışım dedirtti. Şimdiden keyifli okumalar dilerim :)


___ALINTILAR___

syf 66

 "Kendi yarattığım ve bana korku veren bu sürekli sarhoşluğa kendimi nasıl kaptırdığımı bende bilmiyorum.Başıboş dolaşan bulutların arasında uçuyor, kim olduğumu öğrenmek gibi boş bir hayalle aynanın karşısında kendi kendimle konuşuyordum.Saçmalıklarım o dereceye varmıştı ki,taşlarla , şişelerle girişilen bir öğrenci gösterisinde , içinde bulunduğum gerçeği ortaya koyacak şekilde , 'Aşkımdan çıldırıyorum !' yazılı bir pankartla en öne geçmemek için kendimi zor tutmuştum. "


syf 82

"Çektiğim acının beni ne derece yozlaştırdığını böylelikle anlamıştım. Yeniyetmeler gibi üzüntü çekerken kendi kendimi tanıyamıyordum.Telefona cevap verebileyim diye bir daha evden çıkmaz olmuştum.Yazı yazarken telefonu fişten çekmiyor , çaldığında Rosa Cabarnas olabilir düşüncesiyle daha ilk zil sesinde üstüne atlıyordum. Her ne yapıyorsam bir dakika ara verip onu arıyordum, üç gün boyunca ısrar edip durdum , ta ki sonunda onun kalpsiz bir telefon olduğunu anlayana kadar. "



 KİTAPLA KALIN ....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder