____KİTABIN KÜNYESİ____
Kitabın Adı : Kırmızı Saçlı Kadın
Kitabın Yazarı : Orhan Pamuk
Yayınevi : YKY
Basım Tarihi : Ağustos 2016( 5. Baskı )
ISBN: 978-975-08-3560-5
Sayfa Sayısı : 195
Fiyatı : 12 tl
____ARKA KAPAK____
İlk aşk deneyimi bütün bir hayatı belirler mi ? Yoksa kaderimizi çizen yalnızca tarihin ve efsanelerin gücü müdür ?
Orhan Pamuk, Kırmızı Saçlı Kadın'da bizi otuz yıl önce İstanbul yakınlarındaki bir kasabada liseli bir gencin yaşadığı sarsıcı bir aşk hikayesiyle , büyük bir insani suçun peşinden sürüklüyor.
1980'lerin ortasında geleneksel usulle kuyu kazan Mahmut Usta ile çırağı 'küçük bey ' Cem zor bir arazide su ararlarken , kasabanın hemen dışındaki sarı çadırda esrarengiz bir tiyatrocu kadın her gece eski masal ve hikayeleri yeniden anlatmaktadır.
Roman, bir yandan genç kahramanın aşk, kıskançlık , sorumluluk ve özgürlük duygularıyla derinden tanışmasını hikaye ederken , diğer yandan medeniyetler üzerinden babalar ve oğullar ; ' otoriterlik' ve birey olma konularını tartışıyor.
Kırmızı Saçlı Kadın'da okur , Batı'nın ve Doğu'nun iki temel efsanesi Sophokles'in Kral Oidipus'u (babayı öldürmek) ile Firdevsi'nin "Rüstem ve Sührab'ıyla (oğulu öldürmek) yeniden karşılaşacak ve kendine sıradan hayatlarımızın eski metinlerden ne kadar etkilendiği sorusunu soracak.
____OKUYUCU YORUMU____
Kitap Cem'in çocukluğundan orta yaşın sonlarına kadar olan dönemini anlatıyor. Anlatıcımız kitabın son bölümüne gelene kadar Cem . Üçüncü ve son olan bölüme geldiğimizde ise anlatıcı değişiyor ve son taşlar da yerine oturuyor.

Fakat kitaptaki yoğun kadercilik olgusundan hiç hoşlanmadım. Cem'in kuyucu çırağı olmasından tutun da kırmızı saçlı kadınla karşılaşmasına , kuyu ustasının başına gelenlerin garipliğinden aynı yere geri dönmesine ve ölümüne kadar olan kısma kadar gerçekleşen garip tesadüfler bir yerde kitaba bağlanmamı engelledi.
Kitabı bitirdikten sonra düştüğüm bu ikilem kitapla ilgili kesin bir yargı oluşturmama engel oldu . Bir yandan da tüm keyfimi kaçırdı diyebilirim . Aslında kitabı yaklaşık üç hafta önce bitirdim . Fakat düştüğüm bu ikilemden dolayı ne yeni bir kitaba başlamak ne de okuyucu yorumumu yazmak geldi içimden .
Özel olarak şu kısmı çok beğendim ve alıntı yapayım da diyemiyorum. Çünkü aklımda kalan , aktarmak istediğim bölümlerden birini dahi yazsam kitabın sürprizini bozarım , merak edilecek bir şey bırakmam gibi geliyor.
Daha önce Benim Adım Kırmızı'yı okumuştum . Sayfa sayısı olarak çok daha fazla olmasına rağmen daha çabuk bitirmiştim ve başından sonuna çok keyif almıştım . İki kırmızı arasında istemsiz bir kıyasa gittiğimde ise gönül rahatlığıyla hiç kaçırmayın alın okuyun diyebileceğim bir kitap olmadı ne yazık ki . 😕 Eğer okuyan ve farklı izlenimler edinen varsa lütfen yorum olarak belirtsin :)
Bundan sonraki kitap Sunay Akın'dan Kız Kulesi'ndeki Kızılderili . Okundu , bitirildi , ilk fırsatta yazılacak .
KEYİFLİ OKUMALAR .....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder