20 Şubat 2017 Pazartesi

Türkiye Okuma Kültürü Haritası

Senelerdir kafamda aşağı yukarı hep aynı sorular dolaşır durur. Bunların birinin cevabını üzülerek bugün öğrendim. Kültür ve Turizm Bakanlığı , Tüik i yanına alıp , "Türkiye Okuma Kültürü Haritası Projesi" kapsamında Türkiye'yi temsil niteliği olan 26 ilde 6212 kişi ile görüşmüş. Benim kafamdaki çoğu soruyu bu 6212 kişiye sormuş ve pek iç açıcı olmayan cevaplar almış . Dikkatimi çeken ve beni farklı sorularla baş başa bırakan değerlerden bazıları şöyle :

1-Katılımcıların %45.3 ü kitaplarını rastgele seçiyor ve düzensiz okuyor.Seçili ve düzenli okuyanlar arasında ise 5000 lira ve üzeri gelire sahip olanlar %41.2 ile şampiyonluğu kimselere bırakmamış. Evinde interneti olan katılımcılar ise hiç sürprize mahal vermeden %26.4 ile sonunculuk koltuğuna yerleşivermişler.




2- Okunan kitap sayısı ise kişi başı yılda 7.2 !


3-Okurun kitap seçimini etkileyen faktörlerin
başında ise %61.5 ile tavsiyeler geliyor.İkinci sırayı ise % 25.6  ile kitabın adı almış.


4-Bu listede beni düzenli okunan yazarlar listesi hiç şaşırtmıyor.Yüzde %15.8 oranına sahip düzenli okunan yazarlar listesinde Ömer Seyfettin, Ayşe Kulin, Orhan Pamuk, Elif Şafak, Canan Tan, Yaşar Kemal ve Dostoyevski var.

5-Okuyucuların %90.16 sı özel olarak bir yayınevi tercihinde bulunmuyor. Tercih edilen yayın evleri listesinde ise Can yayınları -bence haklı olarak- birinciliği elinde bulunduruyor.

6-Katılımcıların %77 si Halk Kütüphanelerinin varlığından haberdar. Haberdar olmayan kesimin içinde özel sektör yöneticileri %38.2 ile bayrağı elinde tutuyor.

7-Trajikomik olarak değerlendirdiğim bir sonuç ise katılımcıların hiçbirinin Halk Kütüphanelerinden yararlanma ihtiyacı hissetmemesi. En yaygın neden ise %43.5 ile kütüphane kullanma alışkanlığının olmayışı. İfade edilen nedenlerden bazıları bana durumu kurtarmak için ortaya atılmış bahaneler gibi gelse de , en samimi bulduğum neden %16.2 ile okumayı sevmiyorum oldu. (en azından dürüst davranmışlar 😊 )

8- Araştırmaya göre Ege Bölgesi boş zamanlarını ailesiyle geçiriyor, Karadeniz bol bol televizyon izliyor.Marmara ve Batı Karadeniz ise tercihini kitap okumaktan yana kullanmış.

9-Erzurum ve Erzincan kitap okuma adedi olarak en yüksek seviyeye ulaşmış illerimiz. En az kitap okunan iller ise Şanlıurfa ve Diyarbakır.




10-Türkiye'nin geneli hikaye yerine romanı seviyor ve en çok macera temalı kitaplar okuyor.



11-Yalova, Sakarya Düzce ve Bolu ise ders kitabı dışında sahip olunan kitap sayısı olarak birinciliği almışlar.Diyarbakır, Şanlıurfa, Nevşehir, Niğde ,Aksaray, Kırşehir ve  Kırıkkale 'de ise katılımcılar evlerinde 10-15 arası kitaba sahip olduğu için sonunculuğu paylaşıyorlar.






Hamiş

Veriler ne yazık ki 2011 yılına ait. Ne Kültür ve Turizm Bakanlığı resmi sitesinde ne de Tüik'te daha güncel bir veri bulamadım. Çeşitli sitelerde daha güncel olarak ifade edilen bilgilerle karşılaşmış olsam da, bu bilgileri resmi olarak doğrulayamadığım için 2011 den ilerisi ile ilgili bilgi vermeyi kendi adıma uygun görmedim.

                                                                       KİTAPLA KALIN...











19 Şubat 2017 Pazar

Neden Kitap Okumak ?

Okuyor musunuz ? Peki günde ne kadar okuyorsunuz ? Kendinize okuma hedefleri ve sınırları koyanlardan mısınız yoksa kapılıp gidenlerden mi ? Ben tam bir kitap kurduyum havası veren fotoğraflar paylaşıp kitapları kaderine terk edenlerden misiniz ? Tüm bu soruların cevabını bilmiyorum ama okumayanların neler neler kaçırdığını  kendimce açıklayabilirim.. Hani grip olmayalım diye bol bol portakal yiyelim , aman sağlıklı yaşayalım bol bol su içelim diyoruz ya , işte kitap okumakta sağlıklı ve dinç kalabilmek için adeta bomba bir ilaçmış ama haberimiz yokmuş.

Ruhumuzun gıdası olan kitaplarımızın belli başlı faydalarından 9 tanesini sizler için sıraladım .

1-Zihinsel Uyarılma

Kitap okuyarak zihnimizde oluşturduğumuz uyarılma ,beynimizi aktif tuttuğu için gücünü kaybetmesini engelliyor ve bunama gibi rahatsızlıkların ortaya çıkma sürecini yavaşlatıyor. BEYNİNİZİ AKTİF TUTMAK İÇİN EN GÜZEL EGZERSİZİ YAPIN ! KİTAP OKUYUN !

2- Stres Yok Rocky !

Gün içerisinde yaşadığımız tüm stresi unutmak sürükleyici bir hikayeye kapılıp gitmekle mümkün.Eğer okuduğumuz akademik bir metinse, o da  zihnimizi başka bir alana yönlendirdiği için gerginliği azaltıp rahatlatıyor

KAÇIP GİDESİNİZ YA DA İMDAT DİYE BAĞIRASINIZ GELİRSE BİR SİLKELENİN ! KİTAP OKUYUN !
3-Bilgi, Bilgi ,Daha Çok Bilgi !

Yeni bilgiler edinmenin kimseye bir zararı olmaz. Neyin ne zaman lazım olacağını bilemeyiz değil mi ? Daha çok bilgi daha güçlü bir insan.( Müfettiş Gadget 'a boşuna bayılmazdım 😊😊)
DAHA ÇOK BİLGİ , DAHA GÜÇLÜ SEN ! KİTAP OKUYUN !

4-Genişleyen Kelime Dağarcığı

Daha fazla kelime öğrenmek ve öğrendiğimiz kelimeleri günlük hayatta kullanmak zihnimizi geliştiriyor.Ayrıca kendinizi daha rahat ve iyi ifade edebilmenizi sağladığı için özgüveninizi ve özsaygınızı arttırıyor.
KEM KÜM ETMEYİN ! KİTAP OKUYUN !

5-Zehir gibi Hafıza !
Ne kadar çok kitap , o kadar çok karakter ve dünya demek. E bu kadar fazla dünyaya dahil olunca zihninizin kapıları da size yavaş yavaş açılmaya başlıyor. 
SİZ FINDIK YEMEYİ  YİNE DE BIRAKMAYIN AMA KİTAP DA OKUYUN !

7-Çok Daha İyi Konsantre  Olun !

Kitap okurken tüm dikkatimizi ister istemez kitaba yönlendiriyoruz.(kulağıma bağırırsanız belki duyarım seviyesi) Aynı dikkati ve konsantrasyonu günlük hayatımızda da sağlamak aslında hiç zor değil. Kitap okuma alışkanlığımızı yerli yerine oturtup hergün belli bir müddet paşa paşa kitabımızı okursak , bu konsantrasyon halini diğer işlerimize de aktarmamız kolaylaşıyormuş. 

DENEYİN OLUYOR !

8-Az İnsan Çok Huzur Klişesinden Uzağa ! Çok Kitap Çok Huzur
 Ruhani içerikte kitaplar okumak kan basıncımızı düşürüp sakinlik kazandırıyormuş. Kişisel gelişim kitapları ise ruh hali bozukluklarında ya da hafif zihinsel rahatsızlıklarda okura destek oluyormuş
 (HAMİŞ  : İki kişisel gelişim kitabı okuyunca yaşam koçu ya da psikolojik danışman olmuyoruz ama kendi kendimize yetebiliriz belki. Neden olmasın ? 😎)

9-Parasız Aktivite (Fakir ama gururlu biz insancıklar için ! )

Paramız yoksa kütüphanelere gidiyoruz paramız varsa savaş çıkacakmışçasına stok yapıyoruz ama illa ki okumaktan vazgeçmiyoruz.Kendi başınıza okuyabilirsiniz , sosyal medyadaki içerikleri ve grupları takip edebilirsiniz . Hele ki kendiniz gibi birini bulursanız (tadından yenmez) oturup harika bir kitap okuma aktivitesi yapıp sosyalleşebilir ayrıca saydığım diğer sekiz bonusun sahibi olabilirsiniz. Kim gidecek kütüphaneye derseniz internette bir sürü çevrimiçi pdf kitap indirebileceğiniz  siteler bulabilirsiniz . Ayrıca ailece yapılacak bir kitap okuma etkinliğinin aile ilişkilerinize nasıl katkı yapacağını da görmek isteyebilirsiniz

BAHANE BULMAYIN ! KİTAP OKUYUN !

Yaptığım küçük araştırmamı kendi cümlelerimle aktardığım bu yazının sonunda söyleyebilirim ki söz konusu faydalar dokuzdan çok daha fazla. İlginizi çekiyorsa bu konuyla ilgili internet üzerinden çeşitli ve daha ayrıntılı kaynaklar bulmam mümkün. Meraklısına duyurulur 😊😊😊

KİTAPLA KALIN...

18 Şubat 2017 Cumartesi

TEZER ÖZLÜ ANISINA

Tezer Özlü 10 Eylül 1943 yılında , Kütahya'nın Simav ilçesinde merhaba dedi hayata. Annesi ve babası öğretmen olan Özlü , üç çocuklu bir ailenin en küçüğüydü.On yaşında İstanbul'a geldi  ve Avusturya Kız Lisesi 'nde ortaöğretime başladı. Özgün ruhu son sınıfta okulu bırakmasını sağladı ve 1962-1963 yılları arasında otostopla Avrupa'yı gezmesinde büyük etken oluşturdu.Daha sonra babasını kırmamak için liseyi dışarıdan bitirdi. Avrupa turunun son durağı Paris'te tanıştığı , Adalet Ağaoğlu'nun erkek kardeşi Güner Sümer ile hayatını birleştirdi.Çift Ankara'ya taşındıktan bir süre sonra Özlü evliliğinde aradığını bulamadığını fark etti ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmaya başladı.Özlü , manik-depresif tanısıyla tedavi altına alındı.1964 yılında başlayan evlilik 1968 yılında boşanmayla sonuçlandı.Rahatsızlığının devam ettiği süreçte defalarca psikiyatri kliniklerinde tedavi gördü , elektroşok verildi ve süreç Özlü'nün intihar girişimleriyle devam etti.

 Özlü geçirdiği bu zor günleri ilk romanı Çocukluğun Soğuk Geceleri'nde anlattı. Ölümün kıyısından dönüşlerini tüm içtenliğiyle şu satırlarda anlattı:

Gece gündüz kendimi öldürmeyi düşünüyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaşansa da olur yaşanmasa da .Bir kaygı yalnız.Beni,kendimi öldürmeye iten bir kaygı.Karanlık bir gecenin geç vaktinde kalkıyorum.Herkes her geceki uykusunu uyuyor.Ev soğuk . Çok sessiz davranmaya özen gösteriyorum.Günlerdir biriktirdiğim ilaçları avuç avuç yutuyorum.Kusmamak için üzerine reçelli ekmek yiyorum.Genç bir kızım.Ölü gövdemin güzel gözükmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum.Sanki güzel ölü bir gövdeyle öç almak istediğim insanlar var.

 Özlü  , genel kanının aksine intihar kaynaklı olarak vefat etmedi. Göğüs kanseri nedeniyle ,henüz 43 yaşındayken 18 Şubat 1986 tarihinde hayata veda etti.

Bugün Tezer Özlü'ye olan vedamızın yıl dönümü. Elimizden tutup bizi derinlere, çok derinlere götüren hiçbir yerli kadının acısı kalbimizde bir yerlerde hala tazecik duruyor. Can Yücel 'in vedasıyla uğurluyorum.....

Aşağıda yatıyorum
Sokağa bakan pencerenin yanındaki divanda
Bir ses birden bir olay oluyor
Kulağımın dibinde
Bir dal cama vuruyor
Tezer


KİTAPLA KALIN .....



17 Şubat 2017 Cuma

Bugün Neler Oldu ?



17/02/1923 Gazi Mustafa Kemal, ikinci defa Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na seçildi.

1984 -        Avusturya'da yapılan Avrupa güzellik yarışmasını Türkiye güzeli Neşe Erberk kazandı.

1895 -       Müziğini Çaykovski'nin bestelediği Kuğu Gölü Balesi ilk gösterisini Sankt Peterburg'da (Rusya) yaptı.

1996 - Dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov, Deep Blue adlı bilgisayarı yendi.

                                                            KİMLER DOĞDU?


1653 -            Arcangelo Corelli, İtalyan besteci (ö. 1713)
17/02/1798    August Comte, Fransız sosyolog, matematikçi ve filozof (ö. 1857) Sosyoloji ismini öne süren ilk sosyologtur.Sosyolojinin babası olarak tanımlanmaktadır.
Doğulu önderler,milletlerinin başından ayrılmayarak her hükümetin temeli olan şu iki kanunu hakkıyla yapıyorlar. İyi yolda götürmek ve kötülüklerden korumak.Bu asi
l hareket ruslardan fazla özellikle türklerde göze çarpıyor./Auguste Comte


1949 -            Engin Varol, Türk ressam
h

1673 -         Molière, Fransız yazar (d. 1622) Aynı zamanda oyuncu olması yazdıklarını etkilemiştir.Oyunların konuları ve olay örgüleri, çoğu zaman bir tartışmatyı başlatmak için araç işlevi görmüştür.Oyunlarının tümünü yayımlamak değil, oynamak için yazmıştır.
Nasıl oluyor da , hem tiksiniyorsunuz insanlardan,
Hem onlardan katlanıyorsunuz bir güzele
Demek çok sevince kalkıyor eksiklik ortadan,
Ya görmüyorsunuz ya da hoş görüyorsunuz ?
(insandan kaçan)



1856 -         Heinrich Heine, Alman yazar (d. 1797)

19. yüzyılın en ünlü alman şairlerinden biridir.Şairlik yaşantısına
1821 yılında yayınladığı 'Şiirler' adlı eseri ile başlamıştır. Naziler tarafından yakılan bir kitabı ile ilgili olarak "Eğer bir yerde kitapları yakıyorlarsa,orada eninde sonunda insanları da yakacaklardır." demiştir.



2008 -  Aysel Gürel, Türk söz yazarı ve tiyatro oyuncusu (d. 1929)
Akciğer kanseri tanısıyla tedavisi devam eden Aysel Gürel , karaciğer yetmezliği sebebiyle hayatını kaybetti.Türk müzik tarihinin en önemli söz yazarlarından biri olarak kabul edilen Gürel,aynı zamanda bir Türkolog ve tiyatro oyuncusuydu.






2009 -  Gazanfer Özcan, Türk tiyatro ve sinema sanatçısı (d. 1931)
Kalp yetmezliği tanısıyla yatırıldığı hastanede hayatını kaybeden Gazanfer Özcan, vefat ettiğinde 78 yaşındaydı. Ölüm sebebi beyine giden damarlarda tıkanıklık ve ciğerlerindeki rahatsızlık olarak belirlendi.


Dünya Kediler Günü / Samiye'nin Kedisi


  Daha blog fikrim yeni yeni oluşurken bile kafamda bir tarihte bugün köşesi yapmak vardı. Fırsatını bulmuşken bugün başlayayım dedim ama daha ilk günden duvara tosladım sanırım.Takvimler 17 Şubat 2017 yi gösterirken birçok olay arasında Dünya Kediler Günü beni kalbimden yakalayıverdi. Ne yazık ki biraz araştırınca ortada Kediler Günü ile ilgili çok farklı tarihler olduğu sonucuna vardım.2006 da açılan Ekşisözlük başlığı 22 şubat ,2015 yılı Sözcü gazetesi 8 Ağustos ,2012 tarihli bir gazete haberi ise 1 mart tarihini kedi günü olarak kutlamış zamanında .
   Tarih konusunda ortak bir fikir olmasa da , dünya üzerinde bu kadar sevilen bir canlı için özel bir kutlama günü seçilmiş olması bence mutluluk verici. Konu ile ilgili öğrendiklerimden hareketle kediler yüzyıllardır bizlerle iç içe yaşadığı halde ,Dünya Kediler Günü sadece 2005 yılından beri kutlanıyor. Moskova Kediler Müzesi ortaya Kediler Günü fikrini atınca Birleşmiş Milletler tarafından destekleniyor ve ortaya Dünya Kediler Günü çıkıveriyor.
   Kedi sever bir ülke olduğumuz bilincine ek olarak, birçok ülkelerin kedilerle olan yakınlığının bizden çok farklı olduğunu söylemek mümkün.Mesela İngiltere  Britanya müzesinde, patili dostlarımız fare avcısı olarak görev yapıyorlarmış . İşin bana göre sevimli kısmı üniformalarının olması ve rahat komutu olması .Avusturya'da ise sevgili kedilerimiz tahıl ambarlarını farelerden korumak üzere devlet görevlisi olarak çalışıyorlarmış.Birkaç yıl bu görevi yaptıktan sonra emeklilik hakkı kazanıyorlar ve ömür boyu ücretsiz et ve süt ile emekli maaşlarını alıyorlarmış .

   İnternette  kedileri çok seviyoruz, bol bol  kedi videosu izliyoruz ,kedili ürünleri hayatımızın birçok alanında bayıla bayıla kullanıyoruz. Peki biz kedileri gerçekten seviyor muyuz ? Güzel , temiz ve bakımlı kedilerle kediler günü kutlamanın samimiyetini kendi içimizde ısrarla aramaya çalışmak yerine etrafımıza bakıp sokağımızda, mahallemizde yaşayan ve yaşamak için mücadele eden kedilerimizi sevmeyi deneyelim. Bir sürü insanla aynı sokağı paylaşıp en ufak tıkırtıda korkup kaçan kedilerimizin neden bu kadar ürktüğünü düşünelim.
BUGÜN DÜNYA KEDİLER GÜNÜ.LÜTFEN, BARİ BUGÜN ONLARA HAK ETTİKLERİ DEĞERİ VERELİM!

                                       Samiye'nin Kedisi

Yeşil deniz gibi gözleri vardı

Beyaz tüyleriyle bir küme kardı

Ağzını süsleyen sedef dişlerdi

Baygın nazarı ta ruha işlerdi

Severken aldatıp bizden kaçardı

 Okşarken apansız pençe atardı

Onda bir kadının gururu vardı

Sürmeli gözlerinden riya akardı


          Nazım Hikmet RAN



(HAMİŞ: Kediler gününe özel evidea ücretsiz kedi evi projesini başlatmış.Yaklaşık 9 liralık kargo ücretini ödeyerek siz de bir kedi evine sahip olabilir. Patili dostlarımıza güzel bir ev hediye ederek ömürlük bir iyiliğin parçası olabilirsiniz. Meraklısına duyurulur 😇)


16 Şubat 2017 Perşembe

BELKİ GELMEM GELEMEM (5 Dakika Bekle Git) -2-

Aynı şiirde buluşalım diye....


     BELKİ GELMEM GELEMEM

Sen istinyede bekle ben burdayım 
İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım 
Çünkü ben buradayım karanlıktayım 
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git 
Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor 
Şarabım bütün ekşi suyum soğuk 
Yanımda olmadın mı seni daha bir çok seviyorum 
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git 

Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin 
Yarı geceden sonra telefon ettin mi hiç 
Karanlık adamlar hüviyetini sordu mu 
Ben senin olmadığını arıyorum 
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git 
Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git 
Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor sana ait ne varsa 
Hiçbiri benim değil 
Belki ölmek hakkımı kullanıyorum 
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git 
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git 


                                                 ŞİİRLE KALIN.......



BELKİ GELMEM GELEMEM (5 Dakika Bekle Git)

Arama motorunda Attila İlhan 'ın Atiye ve Atilla Taş'tan önce görünmesinin mutluluğuyla yazıyorum. İster şiir sevmekten , ister şiirli şarkılı laf sokmalardan kaynaklansın Attila İlhan'ın ölümsüzlüğünün ruhum sınırlarından yüzyıllarca geniş olduğunu görmek garip bir huzur veriyor. Peki Attila İlhan sevmek için illa şiir sevmek mi gerekli ? Bilmeden sevebilir mi insan bir şairi ?

Eğer Yaşar'ın 5 Dakika Bekle Git şarkısını seviyorsanız öptüm gözlerinizden . Bilseniz de bilmeseniz de sizde seviyorsunuz işte. İster ruhunuz şiirin tadından darmadağın olsun , isterseniz Yaşar'ın güzel sesinde çınlasın bir şarkı olarak. Besbelli seviyorsunuz. Askıda yaşayan o adamı ruhunuzda duyuyorsunuz bilerek ya da bilmeyerek.

Bir röportajında açıklıyor askıda yaşamak nedir diye."Benim kitaplarımdan bir bölümün adı 'Askıda Yaşamak'tır. Askıda yaşamak işte budur,bir dakika sonranın ne olacağı belli değildir.Böyle olunca da sen hayali aşklar yaşıyorsun , çünkü hayali bir kadın seninle her an beraberdir." Size ne ifade eder bilmiyorum ama nedense ben askıda yaşamanın tüm inceliklerini ruhumun en derinlerinde duyumsuyorum okuduktan sonra. Hele hele, 'Belki Gelmem Gelemem' bu duyumsamanın  ruhumda ince bir sızı haline gelmesini sağlıyor okuduktan sonra . Bu sızıya ortak bulmak pek kolay değil ama yine de aklınızın,kalbinizin bir köşesinde askıda yaşamayı hatırlamanız dileği ile. 
KİTAPLA KALIN.....

15 Şubat 2017 Çarşamba

Mesnevi'den Hikayeler

Kitabın Künyesi

Kitabın Adı                                       :MEVLANA-Mesnevi'den Hikayeler

Kitabın Yazarı (Yayına Hazırlayan)     : Recep Kibar
Sayfa Sayısı                                     :207
Yayınevi                                           :İz Yayıncılık / İstanbul-2014



   Hepimiz bu hayatta bir şeyleri erteliyoruz. Yapmak istiyoruz  , yapmıyoruz. Gitmek istiyoruz, gitmiyoruz. Nedendir bilinmez sonsuz imkana ve vakte sahip olsak bile bazı isteklerimizi gerçekleştirmek için harekete geçmiyor,türlü bahaneler uyduruyoruz. Sanırım aynı bahanelere bende okuma planlarım hususunda sığınıyorum. Kitaplığımdaki en hakim noktada bulunan Mesnevi , bana yoldaş olduğundan beri uzaktan sevilmekten şikayet ediyor. Sevgili Mesnevi ile hala uzaktan hasbihâl etsek bile bir yerlerden başlamaya karar verdim bugün.
   Bunun için yine Mesnevi konusunda kendini kanıtlayalı çok olduğunu düşündüğüm sevgili Recep Kibar ' a sığınıyorum.Benim gibi türlü bahanelere sığınanlar için ( ya da gerçekten geçerli mazeretleri olanlar için 😊😊😊 ) harika bir kitap hazırlamış. Fiyatını da öyle sembolik bir miktar olarak belirlemişler ki almamak gerçekten pişmanlık olur diye düşünüyorum . ( Ben fuardan üç liraya almıştım. )

Bitirmeden bu güzel pınardan bir damla da size bırakmalıyım diye düşünüyorum.Onun hakikatleri açıklarken konuları açıklarken daha anlaşılır olma niyetiyle yazdığı satırların çağrışımlarla,hayallerle ,imalarla dolu dünyasından bir damla. Ağzınıza bir parmak bal çalıp sözü Mevlana'ya bırakıyorum.

KİTAPLA KALIN ÜMİDİ İLE ....

                          Mecnun'un Cevabı

 Ahmaklar bir gün Mecnun'a "gel vazgeç şu Leyla'dan, sana ondan çok daha güzellerini bulalım " dediklerinde Mecnun, "Olmaz," dedi. "Şekil bir testidir, güzellik ise şarap.Bana onun görünüşünden şarap sunan , Allah. O size Leyla'nın testisinden sirke sundu. Allah bir testiden kimine zehir sunar, kimine bal. Her beden bir testi gibidir,içinde gıda da var , zehir de."

Lûgat365 Adına

Tadını çıkara çıkara okuduğum  ama bir gecede de bitirdiğim bir kitap Lûgat365 . Daha önsözünden itibaren insanı sıcacık saran bir yapısı var. Her kitap okurken bu kadar gülümsetir mi insanı bilmiyorum. Hele hele bazı kelimelerin dimağımda bıraktığı tada öyle bir bayıldım ki tekrar etmekten kendimi alamadım. Samimiyetle yapılmış bir çalışma olmasa böyle fenomen olur muydu onu da bilmiyorum.İçerikte yelpaze o kadar geniş tutulmuş ki eşe ,dosta,sevgiliye fotoğrafı çekilip çekilip gönderilesi ,sosyal medyada da bol bol paylaşılası bir sözlük çalışması çıkmış ortaya.Bende hazır kitap elimdeyken hemen birkaç kelimenin fotoğrafını çektim.Bunlardan biri de AŞK. Okuduktan sonra bir  ' vay be !! ' dedim içimden .Bir kelime , bir duygu bu kadar mı naif , bu kadar mı içten anlatılır.Tekrar tekrar ,özümseye özümseye okudum ve kitabın neden bu kadar konuşulduğunu bir kez daha fark ettim .

İkinci kelimem ise hemdem. Görür görmez aşık olduğum ve henüz yeni yeni  gönlümde yeşerttiğim, mini mini bloğumun adı bu olmalı dediğim kelimem. Bir insan bir dosttan ne umarsa bende bir blogtan onu umuyordum . Hemdem tüm umduklarımın sözlükteki karşılığı oldu.
Özetlemek gerekirse, önsözünden sonuncu kelimeye ,kapağından baskı kalitesine kadar çok başarılı bulduğum bir çalışma olmuş Lûgat365 . Umarım Banu ve Onur Ertuğrul çifti bu sevdalarından hiç vazgeçmezler ve meraklılarını ikinci kitapla buluştururlar.
Kitapla kalın ...